Trabzon...
Trabzon'un bana en güzel hediyesi... Cemil Mor'du.
Hocam, gerçekten nasıl söylenir ki...
Büyümek istemezken, ben tam da en çok büyümek istemediğim dönemde sizi gördüm.
Küçük bi' kız.
Çok sevdiği bi' hocası var. Onu gördü uzun bir aradan sonra.
Eski günleri hatırladı.
Hatta coğrafyası hep berbat bi' kız çocuğu.
Ama o izohips haritasını bile öğretmişti sıra arkadaşına. Onları falan da düşündü.
Özledi...
Zaman neden geçer ki?!
Neden büyürüz ki!? Gün geçtikçe daha çok hatıra, daha çok acı.
Yaşarken güzel. Geri dönüp bakınca da güzel.
Ama, günlerin geçmesi... Geri gelmeyeceğini bilmek belki de... İnsanın canını acıtıyor işte!
Ve bir gün gelecek, 'geçecek bir günümüz' bile kalmayacak.
O vakte kadar, Allah'a emanet olun hocam.
Bir dahaki sefer daha uzun olsun inşallah. Nilüfer hocamı ve prensesleri de görmeliyim! :)
Sizi seviyorum...
Selam ve dua ile...
15.03.2011 - İstanbul'a dönerken...
kimyon secil
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder